29 Nisan 2012 Pazar

Soğan Dolması







Soğan dolması için gerekli malzemeler
4-5 tane iri soğan
2 bardak pirinç
150-200 gr. kıyma
1 kaşık domates salçası
1 kaşık biber salçası
1 bardak sıvıyağ
tuz,karabiber,kırmızıbiber,kurunane,
8-10 dal maydonoz
iç harcı içinde bir tane soğan

İlkönce soğanların baş kısımlarını kesip kabuklarını soydum bi kenarından kestim kaynamış suyun içine atıp 4-5 dakika beklettim suyun içinden çıkarıp elle tutulacak kadar soğuyunca alt kısmından sıkıp katlarını ayırdım bu iş çok kolay soğanı alttan sıktınmı en dış katı elinde kalıyor içi  çıkıyor soğanları böyle ayırdıktan sonra pirinci yıkayıp kıymasını, baharatlarını, salçalarını,yağını,tuzunu ilave ettim soğanını,maydonozunu doğradım iyice yoğurup bütün malzemelerini karıştırdım soğanları kesik yerlerinden ayırp iç malzemesini koydum tencereye muntazam bi şekilde yerleştirdim yarısına kadar kaynamış su koyup sanırım yarım saatten fazla pişirdim
ve netice budur...







25 Nisan 2012 Çarşamba

Ebegümeci Kavurması

Bir Ebegümeci Klasiği





Yılın bu ayları geldimi kendimi böyle kırlara bayırlara atıp ne kadar ot varsa toplayıp yiyesim gelir. Gördüğüm tüm yeşillik alanlara dalasım var.Hâlâ dalabilmiş değilim otlar kuruyacak nerdeyse:)
Bu ebegümeçlerini canım babam evlerinin bahçelerinden topladı.Annemlerin oturduğu semt buraların yeşilliği en bol olan harika bir yer.Bigün annemlerdeyim balkonda çay içiyoruz etraftan misss gibi bahar kokusu geliyor.
Anne kalk dedim benim canım ebegümeci istiyor şöyle bi etrafı dolaşalım.ay mümkün değil dedi şu çayı bırakıp biyere gitmem.Aşkolsuuun dedim çocuğunun canı bişey istiyor(40 yaşında çocuk, sanki sütkuzusu)nasıl annesin sen.Benim bu küçük Emrah filmlerinin repliğini andıran cümlem henüz bitmemiştiki babam elinde bir demet ebegümeciyle geldi,kızım bak senin için topladım seversin sen dedi.vay be babaların babasıymış benim babamJ
Ebegümecinin hayatımda ayrı bir yeride vardırki kendileri benim ilk yaptığım yemek hıh diyip burun kıvırmayın,sorun bi yaşım kaç…6..yaaa adam olacak çocukmuşum vesselam.
Teyzem hâlâ anlatır,bigün bize gelmiş o mersinde o zamalar biz adanadayız.Babamın işi gereği köy yerlerindeyiz evimiz bahçeli şirin bi lojman.Allahın vakti çok aylardan bu aymış (öyle anlatırlar ya ) ben okula gitmiyorum bahçelerde koşturup duruyorum e koş koş nereye kadar karnım acıkmış demekki toplamışım bahçeden ebegümecini geçmişim mutfağa artık ayıklamışmıyım yıkamışmıyım orası meçhul ,kavurmuşum bi güzel bi parçada ekmek alıp annemle teyzemin karşısında afiyetle yemişim onlarında karnımı açmış neymiş el kadar çocuğun yaptığına pek özenmişler.teyzem derki sildin süpürdünde bi tadına bakın demedin.
Şimdi ben o ânı çok iyi hatırlıyorum o yemek çok azdı bikere...Bide belki tadına baksaydınız ayy bu yenirmi diyip benimde iştahımı kaçıracaktınız ve hatta özgüvenimi kaybetmeme sebep olacaktınız...ay ne komplo teorisiiiJ))
Ben bu yemeğe bayılıyorum.kilo kaygılarını bi kenara atıp ekmeğimi bana bana yediğim zaman işte mutluluk bu diyorum ve Allaha bize bu nimetleri bahşettiği için binlerce kez şükrediyorum…




 

21 Nisan 2012 Cumartesi

Mim'lendim:))

3 Sene evvel  ilk bloğumu açtığımda nasıl bir maceranın içine girdiğimi çokda kestiremiyordum.Bugün geldiğim noktada yurdumun dörtbiryanından tanıdığım yüzlerce insan var çok güzel bağlar kurduğumuz arkadaşlıklarımız oldu beni sadece buradan tanıdığı kadarıyla evime misafir olan arkadaşlarımın verdiği mutluluğu anlatmam imkansız ...

bloglar arasında dolaşan bu mim oyunlarının da kaynaşmamızda etkili olduğunu düşünüyorum ve büyük keyif alıyorum.Sevgili arkadaşım elif'in( yemeksevdam) yönelttiği soruları cevaplamaya çalıştım kendisine teşekkürediyorum...



1-yemek olsan ne yemeği olurdun

Adana kebap olmalıyım yerine başka hiçbir lezzet konamazJ




2- müzik aleti olsan hangisi olurdun?

İlk başta tanımakta zorlanılsada tanıyıp öğrendikten sonra dinlemekten keyif alınan başka başka  iklimlere taşıyan bir kanun olabilirim,ama çocuklardan bunaldığım zamanlarda kendimi gergin bir davul ,durun susun bağrışlarımdan dolayıda car car öten bir borazan gibi hissettiğimi söyleyebilirimJ)


 

3- Araba olsan hangisi olurdun?

 Rahat,konforlu,zırt pırt tamire gitmeyen bir aile arabası olurdum aslında tek kişilik spor arabalar tam benlikte ailemsiz yapamam ben tipik yengeç kadını…




4-Aylardan hangisi olurdun?

Gayet sıcakkanlı biri olduğum için olsam olsam yaz aylarından biriyimdir ne ilk ne son ortanca olan idealdir benim için sanırım temmuzum ben…

 

5- Ayakkabı olsan hengisi olurdun?

Ne kadar spor olmaya çalışsamda klasik tarzım pırtlıyor biyerlerden babet olmaya çalışırken sivri burun hafif ökçeli bi ayakkabı oluveriyorum birden…


 

6-Kıyafet olsan hangisi olurdun?

Hiç tereddütüm yok kot pantolonum ben her ortama uyarım eğreti durmam sırıtmam,her şeye uyarım ,pratiğimdir ,küçük büyük herkesle anlaşırım daha ne olsun…




7- Renk olsan ne olurdun?

Bütün arkadaşlarım beni tanıyan hemen herkes benimle konuştukları sıkıntılarını paylaştıkları zaman rahatladıklarını moral bulduklarını söylerler, renklerden mor’un böyle bir etkisi olduğunu duymuştum,çokda severim moru öyleyse be n mor’um…




8-Hayvan olsan hangisi olurdun?

Birkaçgün önce birkaç arkadaşımla konuşurken (ki kendileri çok eski dostlarımdır)bayağ derin mevzulara daldık artık kendimi ne kadar kaptırmışsam konuya arkadaşlarım senin içinde ne inciler varmış böyle dediler,şimdi buna istinaden ben bir istiridye oluyorum sanırımJ)


 

9-Şuan okuduğun kitabın 137.sayfasında neler var?

Amin Malouf’un Semerkant’ını okuyorum,137.sayfayı açtım tam ortasındaki söz şöyle

-Nabzı zayıflıyor,Allah kandilini üflemiş,alev titreşip duruyor,ama sönecek.Dua etmekten başka bir şey gelmez elden

sevgili
 bende sizin cevaplarınızı bekliyorum hadi bakalım:)




15 Nisan 2012 Pazar

Kakao Kaplı Misket Kurabiye







Bir tarife takıntılı olma hali vardır ya insanın işte benim bu kurabiyeye karşı duygularım aynen bu böyle bi atımlık hafif sanki kilo aldırmıyormuş hissi veriyor insana,yani bitanecik yense belki aldırmaz ama beşer onar götürünce zalim kilolar geliveriyor işte...
Ben 12 aylıkmışım daha yürümüyormuşum böyle oturduğu yerden kalkmayan topaç gibi bir bebekmişim yürümem gecikince annem korkmuş nesi varki diyip doktora götürmüş doktor evirmiş çevirmiş bişiciğim yok hanım hanım çocuğun şişmanlıktan yürüyemiyor zayıflatcan bunu demiş anneciğim derin bir oh çekip eve dönmüş ama olan bana olmuş ogün bugündür yemekle yememek arsında gidip geliyorum:)
Kimini yiyorum kimini yemiyorum ama  yedirmesi ayrı zevk ...

malzemeler:
1 paket margarin
2 veya 2,5 bardak un (yine göz kararı yaptım, unu azar azar eklerseniz bir sorunla karşılaşmazsınız)
1 paket kabartma tozu
1 su bardağı pudra şekeri
1 paket kakao
Oda sıcaklığında yumuşamış margarine unu ve kabartmatozunu ilave edip çok sert olmayan çok yumuşakda olmayan orta halli bir hamur elde ettim.Cevizden küçük, fındıktan büyük parçalar koparıp yuvarladım fırın tepsisine sıralayıp 200 derecede ısıyı alttan vererek altları pembeleşene kadar pişirdim.
Derin bir kasede pudra şekeriyle kakaoyu karıştırdım. Kurabiyeleri fırından çıkardıktan sonra biraz ılımalarını bekledim sonra beşer onar kasedeki karışıma atıp heryerlerini buladım.Elinizi bulaştırmadan kaseyi şööyle sağa sola sallayarak yapabilirsiniz.
Yuvarlak bir borcamı dolduracak kadar oluyor, valla saymıştım ama sayısını unuttum şimdi.
Bunun yanına en güze ne gider ,tabiki bol köpüklü bir türk kahvesi...

kurabiye tarifim paşasoframa gidiyor sevgilerimle birlikte...
    

10 Nisan 2012 Salı

Kedidili Pasta



Havalar ne kadar soğudu yahu kazmakürek yaktıran kapılardan baktıran mart diğilmiydi nisana nolduki Allahn işine karışmamak lazım da kışlıklarıda kaldırdıydık yani ne biliğim hani ısınsamı artık havalar töbe töbe ben tarifimi veriğim...

Kedidili pasta kolay olmasının yanısıra şık görünümlü ve hafif bir pasta.Bir gün önce yapılması lazım.
malzemeleri
1 paket kedidili,
1/2 bardak un,
1/2 bardak şeker,
2 bardak süt,
25 gr. margarin,
hindistan cevizi ,
pastaları batırmak içinde ayrıca süt,
margarini bir tencerede arittikten sonra unu döküp kokusu çıkana kadar 1-2 dakika çevirdim,süt ve şekeri ilave edip koyulaşana kadar pişirdim.Ocağı kapattıktan sonra karıştırmaya devam ederek soğuttum, sonra kedidilinin şekerli yüzüne kremadan sürüp ikincisini üzerine kapattım bir kaseye bolca süt döküp kremalı kedidilini içine batırıp çıkardım hemen yumuşadığı için çabuk hareket etmekde fayda var.Sonra hindistan cevizi olan tabağa alıp hertarafını kapladım bu esnada iyice yumuşamış olduğu için çevirmeden bulamak en iyisi.Tepsiye sıralanmış pastacıklarımın üzerini streçle kapatıp buzdolabına koydum ertesi gün  yumuşacık lokum gibi pastalar oldular.

Bunlarda servis önerisi, kedidilin yanında patates pizzası kumru ve lokumlu milföyler var



bu tarif de ''çay kahve bahane''etkinliğinin evsahibesi marifetane'ye ve porselen demlik çay saati etkinliğinin 74.evsahibesi paşasofram'a gidiyor sevgilerimle birlikte...

6 Nisan 2012 Cuma

Kokoş Pasta



Misafir hazırlığı yaparken yapım aşamasından çok ne yapsam düşüncesinden yoruluyorum fikir oluştuktan sonra pastanın ne kadar uğraştırıcı olduğu umrumda diğil süslü pastaları seviyorum bu konuda çok becerikli değilim ama azimliyim kıvırcam bu işi:)
Sizede olurmu bilmiyorum ama ben işin düşünce kısmında iki üç pasta arasında kararsız kalırım sonra hepsini yapmaya karar veririm bundada öyle oldu kokoşumu yapsam kedidilini derken ikisinde yaptım
 ilkönce kokoş pastamın tarifini vermek istiyorum,sonrada kedidili pastayı vermeyi düşünüyorum bir aksilik olmazsa...
Pasta kek ve krema olmak üzere iki bölümden oluşmakda olup bir tepsi keki yaptıktan sonra süslemesi tamamen zevkinize, keyfinize, becerinize vede malzemenize kalmış bi durum.
malzemeler
4 yumurta,
2 su bardağı şeker,
1 su bardağı sıvıyağ,
1 su bardağı su,
1 paket kakao,
1 paket kabartma tozu,
2 su bardağı un,
2 paket kremşanti,
1 paket çikolata sosu,
süt,
çikolata damlacıkları,
çilek
Kek yapımına yumurta ve şekeri çırparak başladım köpük köpük olduktan sonra su yağ ve kakoyu ilave ettim bir iki kere çırpıp unu ve kabartma tozunu ilave ettim.yağlanmış fırın tepsisine döküp 180 derecede 25-30 dakika pişirdim(her fırının pişirme süresi aynı olmadığı için ara sıra kontrol etmekde fayda var keki fırına atıp komşuya kahveye gitmek yok yani, ben gidiyorum ama fırınıma güveniyorum:))sonra cığma kek piştikten sonra fırından çıkarıp üzerine pamuklu cinsten bir mutfak bezi örtüp dinlenmye bıraktım bu arada çikolata sosunu hazırladım o soğurken kremşantiyi hazırladım bunların yapılışı kutuların üzerinde yazıyor ama ben çikolata sosunun sütünü azaltıp kremşantininkini çoğaltıyorum.
kek pişti soslar kremalar hazırlandı sıra bunları birleştirmekde.Kek uygun ebatlarda dilimlendi eşim tarafından, neden ben dilimlemedim??şimdi buradan itiraf ediyorumki bunca senedir kek yapan ben o kekleri düzgün bir şekilde dilimleyemiyorum bu yüzden kek kalıplarına bayılıyorum.dilimlenmiş kekleri ortadan ikiye bölüp ki bu kadarını yapabiliyorum arasına kremşantiden sürdüm.sonra hertarafını kremşantiyle kapladım çikolata sosuyla gelgitler yaptım çikolata damlacıklarını serpiştirip bir köşesinede dilimlenmiş çileği oturttum işte sana kokoş pasta

ve buda servis önerisi...


porselendemlik çay saati etkinliğin 74.evsahibesi paşasoframa yolluyorum pastamı sevgilerimle birlikte:)

3 Nisan 2012 Salı

Pırasalı Arnavut Pidesi



Çocuklara sebze yedirmenin enn kolay yolu nedir ???sebzeyi çaktırmadan vereceksin,biraz karbonhidratlıca oluyor ama olsun çocuğuma sebze yedirdimin dayanılmaz hafifliğinin yanında üç beş kalorinin lafımı olur...

Hem bide sebzenin yanında ekmek yemiyorlarmı yiyorlar e buda ekmeğin içinde sebze işte???

Şimdi ben bi allahın mersinlisi olaraktan naçizane arnavut pidesini tarif edeceğim boşnakların dilasını tarif ettiğim gibi, öz hakiki esaslı bi arnavut çıkıpta kardeşim öyle diğil

böyle diyebilir yani benim için bi mahsuru yok dila'ya itiraz eden bi boşnak olmadı yalnız bilmiyorum yani:)

 Börek için lazım olan malzemeler

1 kilo un

tuz

su

aralarını yağlamak için tereyağ sıvıyağ karışımı(eşit oranlarda)veya yalnızca zeytinyağ

iç harcı için

bir bağ pırasa

1/2 su bardağı zeytinyağ

tuz karabiber kırmızıbiber


 undan bir miktar ayırdıktan sonra kalanına bir iki yemek kaşığı kadar tuz koyup azar azar su ilave ederek orta yumuşaklıkta bir hamur yoğurdum üstünü nemli bir bezle örtüp iç harcını hazırladım pırasayı minik minik doğrayıp ocakta zeytinyağda 3- 4 dakika çevirdim ocağı kapadıktan sonra tuzunu karabiberini kırmızıbiberini döküp karıştırdım soğumaya bıraktım

Hamuru iki eşit parçaya böldüm birini fırın tepsisi büyüklüğünde açtım ortası bütün kalacak şekilde dilimlere ayırdım erittiğim tereyağa sıvıyağı karıştırp hamurun ortasını yağladım dilimlerden birini alıp ortasına kapattım bu hamurun da üstünü yağladım tam karşısına gelen dilimi üzerine kapattım diğer dilimleride aynı şekilde üstüste getirip dinlenmesi için kenara aldım ve ikinci hamurada aynı işlemleri yaptım




Fırın tepsisini yağlayıp hazırladığım ilk hamuru tepsinin ortasına koyup elimle bastırarak tepsi boyutuna gelene kadar genişlettim  kenarlarını sonradan üzerine kapatmak için biraz yükselttim iç harcını hamurun üstüne yaydım


ikinci hamuru tezgahın üstünde biraz açtıktan sonra tepsiye alıp harcın üstünü kapattım alttaki hamurun kenarlarını üstteki hamurun kenarlarını içine alarak kıvırdım



üzerine yağ sürüp 200 derecede kızarana kadar pişirdim


Şimdi bu sebze yenmezmi...


arnavut pidemiz safiye hanımın yöresel yemekleri yayınlandığı etkinliğe gidiyor